Hiç unutmam.
97 senesinin kışındayız.
Zemheri de zemheri.
Ben mazbut şarkıcı menajeri.
Toshack teknik direktör.
Serdar Bilgili genel sekreter.
Ertuğrul da liberoda.
Saatler tenha.
Uğdi karşımda bar kenarında.
Haydi Abbas"ı mırıldanıyor.
Bu şarkı mekandakilere "gidin" demek.
Benim telefon titreşimde.
Titriyor.
Açıyorum. Alo!
- Alen ben Serdar.
- Hayırdır abi sabah sabah.
- Uyku tutmamış, Toshack"a yapılanlara canı sıkılmış "Arkasında durmamız lazım" diyor.
Toshack"ın kaliteli bir adam olduğunu, birilerinin onu göndermek için düğmeye bastığını anlatıyor.
Ben de tribün olarak kendisini zaten sevdiğimizi, gereken desteğin daimi olacağını belirtiyorum.
Kapatıyoruz.
Verilen onca desteğe rağmen gitti Galli.
Scala"ya ur var dediler.
Daum"a kokainman.
Del Bosque"ye stajyer.
Tigana"ya biracı dediler.
Hepsi birer birer göndertildi.
"İyi"yi Beşiktaş"ta istemeyen bir sistem vardı.
Bu düzenek öğütme makinası gibi.
Bütün "iyi"leri bir bir yedi.
Taraftar bir kere bile faka basmadı.
Hepsinin değerini avucundaki alkışlarda sakladı.
Lakin bazı sinsi ve lobisel güçlerin ayak oyunlarına da engel olamadı.
Bunları niye anlatıyorum.
Anlatayım.
Sabahın 4"ünde bir kulüp genel sekreterinin bir tribün adamını arayıp da Toshack"a sahip çıkın kelamı ne ola ki.
Olası ihtimal, kuvvetle muhtemel
Sinsi,
Çiyansı,
Ve hayın,
Beşiktaş harici hiçbir düzeneğin oyununa gelmeyin kelamıdır.
Ve hatta
Entrikalaştırılan senaryoların Beşiktaş yönetimlerini çaresiz bırakmak amaçlı olduğunu en güvendiği Beşiktaşlıyla paylaşmasıdır.
Anlatıyorum.
Denizli"nin gelişine ben de sıcak bakmayanlardandım.
Kafamdaki kalıplaşmış yargılar beni hocanın soğuk tarafına itiyordu.
Lakin bir ara takımın aldığı başarısız sonuçlara rağmen ülkemiz
medyasının Mustafa hoca"ya bir türlü ve her daim diş geçirememesini
hayretle takip ettim.
Senelerdir en büyük eksiğimizi görmüş, bulmuş ve tamamlamıştık.
Liderlik vasfı.
Devamlı gülen yüz.
Umudun hiç kaybolmaması.
Ne olursa olsun basında Mustafa hocaya çok açık bir kredi bırakılması.
Dolayısıyla devamlı pozitif haberler.
Maç sonu yayıncı kuruluş ve Ömer abinin (Güvenç) önceki Beşiktaş
antrenörlerine sorduğu tuzak soruları Mustafa hoca"ya "artık"
soramaması.
Ve Beşiktaş tribünlerinin tecrübeli oluşu.
Hocayla hala mesafeli duruşu.
Çağrıldı, çağrılmadı polemiklerine girilmemesi.
(Kime kendimizi ispatlayacaksak!!!)
Futbolcu mu, hoca mı terazisinde hep hocanın ağır basması.
(Ki bana göre de bindiği dalı kesip de iyi olan oyuncusunu oynatmayan hoca olmaz.
Maç beğenmeyen ve maç seçen oyuncudur.
Onun için giden önceki hocalara yanmışımdır.)
Ve bunların totalinde başarının yakalanmak üzere olması.
Hepsi ama hepsi.
12 yıl evvel gelen telefonda gizlidir.
ALEN MARKARYAN